Çözüm Odaklı Aile Terapisi Yaklaşımı

0 Paylaşımlar

Çözüm Odaklı Aile Terapisi Yaklaşımı

Ana hatları ve tarihçesi

Aile danışmanlığına olan ihtiyaç her geçen gün artmakla birlikte birçok terapi yaklaşımı da ortaya çıkmaktadır. Bu yaklaşımların ortak özelliği ise genellikle uzun sürüyor olmasıdır. Bu uzun süreç ise birçok ailede danışma almak konusunda soru işaretleri oluşturmaktadır. Sürecin uzunluğundan dolayı doğan ihtiyaç çözüm odaklı terapinin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Çözüm odaklı kısa süreli terapi yaklaşımı öncü isimleri olan Steve deShazer ve İnsoo Kim Berg tarafından 1970’li yıllarda geliştirilmeye başlanmıştır (Corey, 2015). Çözüm odaklı aile terapisi diğer terapilerden daha kısa olması, çözüme odaklanması ve maddi olarak çok yük getirmemesi gibi sebeplerden dolayı aileler tarafından çokça tercih edilmektedir. Aile danışmanı açısından bakıldığında ise özellikle kamuda çalışan terapistlerin çalışma yoğunluklarının fazla olduğu görülmektedir. Buna bağlı olarak da iş doyumunda düşüş olabilmektedir. Ayrıca sürecin uzun olması takip etmeyi zorlaştırabilir veya ailenin motivasyonunu kaybetmesine neden olabilir. Bütün bunlar birlikte değerlendirildiği zaman çözüm odaklı aile terapisinin diğer yaklaşımlara göre daha çok tercih edilme sebepleri ortaya çıkmaktadır (Ağca ve Avşaroğlu, 2020).

Çözüm odaklı kısa süreli terapi (ÇOKST) Kısa-Süreli Aile Terapisi Merkezi’nde (Breif Family Therapy Center) yukarıda bahsedilen nedenlerden dolayı ortaya çıkmıştır. Temsilcileri ise yine Kısa-Süreli Aile Terapisi Merkezi’nde (Breif Family Therapy Center) çalışmakta olan Steve deShazer, İnsoo Kim Berg ve Bili O’Hanlon’dır (Nazlı, 2011; Nichols 2013). ÇOKST, stratejik aile danışmasının izlerini taşımaktadır. Ayrıca sosyal yapılandırmacılık felsefesinden de oldukça etkilenmiş, postmodern bir yaklaşımdır (Nazlı, 2011). Sosyal yapılandırmacılık kuramına göre birey ve toplum bir bütünün parçalarıdır ve ayrılmaları mümkün değildir. Aile toplumdan ve çevresinden bağımsız olarak değerlendirilemez. Çevresinden, toplumdan ve kültürden etkilenen her ailenin de doğruları farklı olacaktır. Sosyal yapılandırmacılık felsefesinden etkilenen çözüm odaklı aile terapisi; ailenin kendine özgü kültürü, dili, tarihi ve sosyal durumları göz önünde bulundurularak terapi süreci yürütülmektedir (Nichols, 2013).

ÇOKST, uygulanan başarılı uygulamalar ile beraber yirmi yıldan daha uzun bir süreç içerisinde oluşturulmuş bir terapi yaklaşımıdır.  ÇOKST, problem yerine çözüme odaklanmaktadır. Probleme odaklanmak çözüm üzerinde düşünmeyi engellemektedir. Ayrıca ÇOKST, geçmişle ilgilenmek yerine şimdiye ve geleceğe odaklanmaktadır. Geleceği yapılandırırken en iyi yolları bulmaya çalışmak ve çözüm dilini konuşmak kuramın temel felsefesi olarak görülmektedir. ÇOKST, bireyin güçlü yanlarına odaklanmakta ve bireyi kendi hayatının uzmanı olarak görmektedir (Corey, 2015).

Terapi yaklaşımlarının kurucularının hayatlarının bilinmesi daha iyi anlaşılabilmesi açısından oldukça önemlidir. Çözüm odaklı yaklaşımının öncü ismi olan Steve deShazer, birçok farklı alandaki başarısı ile anılmaktadır. Klasik müzik eğitimi almış, görsel sanatlar konusunda uzman ve gurme bir aşçı olarak ün salmıştır. Diğer taraftan minimalist yaşam felsefesini benimsemiştir. 1970’li yıllarda Ruhsal Araştırma Enstitüsünde çalışmış ve stratejik aile terapisti olarak tanınmıştır. Bu süreçte bazı yazılarında stratejik aile terapisinin ötesinde farklı bir yaklaşımdan söz etmeye başlamıştır. Daha sonra oradan ayrılıp 1982 yılında Kısa-Süreli Aile Terapisi Merkezi’ni (Breif Family Therapy Center) kurdu ve müdürü oldu. Steve deShazer aile terapilerinde ekiplerden/takımlardan oldukça yararlanmaktaydı. Tek taraflı aynanın arkasında bulunan konsültasyon ekipleri ile aileye farklı bakış açılarını sunmayı hedeflemiştir. 1940 yılında doğan Steve deShazer 2005 yılında bir eğitim gezisi sırasında eşinin yanı başında vefat etmiştir. Yaşamının son yıllarında ise “Aile Terapisinin Koca Yaşlı Adamı” olarak anılmıştır (Gladding, 2012).

Çözüm odaklı terapinin ateşleyici gücü olarak tanımlanan diğer öncüsü ise Insoo Kim Berg’dir. Aynı zamanda Steve deShazer ile evlidir. Insoo Kim Berg Koreli’dir. Küçüklüğünde Kore savaşına şahit olmuştur. Bu nedenle bakış açısı “şeylerin” değil insanların önemli olduğu yönünde gelişmiştir. Steve deShazer, Berg’ün kağıda döktüğü kuramı pratikte kullanmak adına oldukça çaba sarf etmiştir. 1938 yılında doğan Berg 2007 yılında, eşinin ölümünden 14 ay sonra, vefat etmiştir (Gladding, 2012).

Temel İlkeleri ve Anahtar Kavramlar

Çözüm odaklı aile danışmanı ailenin geçmiş yaşantısı ile ilgilenmez. Çözüm odaklı aile terapistinin amacı sorunları konuşmak değil çözümlere odaklanmaktır. Çünkü problemlerle ilgili sürekli konuşuyor olmak çözümün göz ardı edilmesine yol açar ve problemde tıkanıp kalma durumunu yaşatır. Çözüm odaklı terapistler bireylerin veya ailelerin kendi yaşamlarının uzmanı olduğuna inanırlar. Bu nedenle de yine en iyi çözümleri onların bulabileceğine inanırlar. Çözüm odaklı aile terapistleri, ailelerin kendi gerçeklerini bulmalarına ve kendi çözüm yöntemlerini yapılandırmalarına yardımcı olurlar. Aileler varsayımlara göre problemlerin nasıl çözüleceklerini bilirler, aile terapistinin görevi zaten bilinen çözüm yollarını tekrar yapılandırmaktır (Nazlı, 2013; Gladding, 2012).

Hangi terapi yaklaşımı olursa olsun önemli olan ilk şey o yaklaşımın benimsenebilmesi ve özümsenebilmesi için temel ilkelerinin veya varsayımlarının bulunmasıdır (Sklare, 2021). Berg, Miller ve deShazer bu yaklaşımın temelini oluşturan üç kuralı şöyle sıralamışlardır (Gladding, 2012):

  1. Bozuk değilse, onarma!
  2. Yapılan bir şey işe yarıyorsa, ondan daha fazla yap!
  3. Eğer yapılan bir şey işe yaramıyorsa, bir daha yapma yerine farklı bir şeyler yap!

  Çözüm odaklı aile danışmasının diğer özellikleri (Nazlı, 2013; Boyacı, 2020):

  • Temeli sosyal yapılandırmacılık felsefesine dayanmaktadır. Sosyal yapılandırmacılık bakış açısına göre gerçekler objektif değildir, kişiden kişiye, kültüre ve yaşantıya göre değişebilir.
  • Çözüm odaklı aile danışmasına göre aileler problemlerle işlevsiz yollarla baş etmeye çalışırlar. Amaç ailelerin daha pozitif bakabilmelerini ve çözüme odaklanmalarını sağlamaktır. Ailelerin başardıklarına odaklanmak çözüm odaklı bir dil kullanmak yapıcı bir değişim oluşturur.
  • Çözüm odaklı aile danışmasında ailelerin sahip olduğu yetenekleri fark etmeleri ve bunları kullanmaları konusunda çalışmalar yapılmaktadır. Aileler kendi hayatlarının uzmanıdırlar ve yine çözümleri onlar bulmalıdır. Aile danışmanının amacı bulunan çözümleri yapılandırmaktır. Sorunun yaşanmadığı istisna durumları bulmak ve istisna durumları çoğaltmak gerekmektedir.
  • Çözüm odaklı aile danışmanları problemin geçmişine odaklanmaz. Ayrıca yapılan bu odaklanmayı da işlevsiz bulurlar. Çözüm için problemin geçmişini veya tarihini bilmeye gerek olmadığını savunurlar.
  • Çözüm odaklı aile danışmasında ailelerin değişimi istedikleri kabul edilir. Direnç kavramı kabul edilmez.
  • Çözüm odaklı terapide değişimin boyutu önemli değildir. Değişim küçük de olsa bireyler veya aileler cesaretlendirilir ve motivasyonları arttırılır.
  • Çözüm odaklı terapide dilin kullanımı oldukça önemlidir. Çözüm dilini kullanmak terapinin önemli bir özelliğidir.

Temel kavramlardan bazıları ise şunlardır:

Çözüm: Çözüm odaklı yaklaşıma göre problemin nedeni önemli değildir. Önemli olan çözümlerdir. Sorunun ne olduğu terapist için önemli değildir (Sklare, 2020).

İstisnai durumlar: Çözüm odaklı yaklaşıma göre her daim problem yaşanmaz. Problemin yaşanmadığı istisnai durumlar vardır. İstisnai durumlar danışanın problem karşısında başarılı olduğu anlar olarak değerlendirilir ve bu istisnai durumların çoğaltılmasının problemi çözeceği varsayılır (Sklare, 2020).

Övgü: Çözüm odaklı yaklaşımda danışanın çözümler üretmesi, başarılı anları terapist tarafından övgüyle karşılanır; daha çok yapması ve alternatif yollar bulma konusunda teşvik edilir (Erford, 2020).

Müşteri: Çözüm odaklı yaklaşımda müşteri kategorisinde bulunan danışanlar sorunlarının farkında olan, çözüm yönünde işbirliği içerisinde hareket etmeye gönüllü olanlardır. Terapötik müdahalelerin olması için danışanın müşteri kategorisinde olması önemlidir. (Gladding, 2012).

Ziyaretçi: Çözüm odaklı yaklaşımda ziyaretçi kategorisinde bulunan danışanlar, sorunları yeterince anlamamış, motivasyonu olmayan ve çözümler için yeterince uğraşmayacak olanlardır. Terapist ziyaretçilerin müşteriye dönüşmesini beklemeli ve bu değişim gerçekleştikten sonra müdahalede bulunmalıdır (Gladding, 2012).

Şikayetçi: Bu kategorideki danışanlar ise durumlarından dolayı şikayet ederler ve değişim konusunda sorumluluk almazlar. Şikayetçi kategorisindeki danışanlar problemleri fazlaca ayrıntılı anlatırlar ve konu çözüme geldiğinde ise sorumluluğu diğerlerine yüklerler. Yine terapötik müdahale için şikayetçilerin öncelikle ziyaretçiye sonrasında müşteriye dönüşmesi gerekir (Gladding, 2012).

Terapi Süreci

Çözüm odaklı yaklaşım sade bir kuramsal temele dayanır. Diğer kuramlar danışanların problemlerini açıklamak için oldukça uzun ve karmaşık yollara başvurmaktadır. Bunun aksine çözüm odaklı kısa süreli terapi yaklaşımı kuramcıları “bu kadar sadeleştirmek için çok çabaladık” sözü ile sadeliğin önemini vurgulamışlardır. Sadeliği esas alan kuramcılar danışanların karmaşık problemlerinin bile basit çözümlerle çözüleceğini öne sürmüşlerdir. Aynı zamanda terapistlerin uzman olduğu görüşüne karşı çıkarak uzmanlık rolünü danışanlara vermişlerdir. Çözüm odaklı yaklaşıma göre danışanlar kendi hayatlarının uzmanıdır ve işleyen, işlemeyen çözümleri en iyi onlar sezebilir. Yine çözüm odaklı yaklaşıma göre terapinin işe yaramasının formülü de danışanın ve terapistin ortak ve iş birliğine dayalı bir ilişki geliştirmesidir.

Çözüm odaklı yaklaşımda terapi süreci genel olarak dört temel ilkeye dayanır. Bunlardan ilki; danışanların istemedikleri şeylere odaklanmak yerine istedikleri şeylere odaklanmaktır. Yani problemler yerine çözüme odaklanılan bir terapötik süreç hedeflenir. Sürecin ikinci özelliği ise tanı koymaktan kaçınarak danışanların uyguladıkları yöntemlerden işe yarayanları bulmaktır. İşlevsel çözümler bulunduktan sonra terapistin görevi bu yöntemleri daha çok uygulamak konusunda danışanları motive etmektir. Danışanların uyguladıkları yöntemler işe yaramıyorsa bunları değiştirmek konusunda terapistin müdahaleleri de terapi sürecinin üçüncü özelliğidir. Dördüncü ve son özellik ise terapi oturumlarını kısa tutmak olarak gösterilmektedir. Tüm bunlar basit görünse de terapinin işe yaraması bu tekniklerin uygulanmasından çok terapist ve danışanın iş birlikçi ilişkisine dayanır. Terapistin kabul edici tutumu ve değişim konusunda danışanın kaynaklarına güvenmesi bu yaklaşımın terapi süreci felsefesidir (Corey, 2015).

Çözüm odaklı terapi seanslarının başlarında danışanların beklentileri öğrenilmelidir. Buna yönelik bazı sorular:

  • Seanslardan beklentileriniz nelerdir?
  • Buraya iyi ki geldim demek için neler olmalı?
  • Seansların faydalı geçtiğini nasıl anlarsınız?

Çözüm odaklı terapi seanslarında danışanların başarılarının vurgulanması oldukça önemlidir ve bu sıklıkla yapılır. Ayrıca süreçte danışanlara övgüde bulunulur. Fakat bu övgülerin samimi ve gerekli yerlerde olmasına da özellikle dikkat edilir. Seansların sonunda danışanlara: “Neler daha iyiydi?, Farklı neler vardı?, Neler başarıldı?” gibi sorular yöneltilir. Bu soruların amacı ise seansı kapatırken danışanların başarılarını ve olumluları vurgulamaktır.

Terapötik Amaçlar

Çözüm odaklı yaklaşıma göre dil çok önemlidir ve en çok neyle ilgili konuşursak onu üretiriz. Bu nedenle terapide amaç çözümler üzerine konuşmaktır. Danışanlar problemlerini çözecek kaynaklara sahiptir. Terapistin görevi bu kaynakları ortaya çıkarmaktır. Terapi amaçlarının iyi belirlenmesi çözüm odaklı yaklaşımda oldukça önemlidir. Amaçların iyi belirlenmesi için dikkat edilmesi gerekenler:

  • Amaçlar olumlu anlam içermelidir. İstenmeyenden ziyade istenene odaklanılmalıdır.
  • Davranışa ya da sürece atıfta bulunmalıdır.
  • Geçmiş yerine şimdi ve burada odaklı olmalıdır.
  • Gerçekçi, somut ve kişiye özel olmalıdır.
  • Danışanın kontrolünde olmalıdır (Corey, 2015).

Çözüm Odaklı Kısa Terapi Teknikleri

Çözüm odaklı terapide kullanılan tekniklerin amacı çözüme odaklanmaktır. Kullanılan bu teknikler aracılığıyla çözümler belirlenir, üzerine konuşulur. Böylece sorun üzerine yoğunlaşıp zaman kaybetmek yerine kısa sürede çözümlere ulaşılır. Çözüm odaklı kısa süreli terapi yaklaşımında kullanılan teknikler aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  1. Problem olmadan konuşmak: Danışanlar oturuma geldiklerinde problemlerini anlatmak için çok motivedirler. Fakat bu danışanın kendisini problemden ibaret görmesine neden olabilir. Danışanı tanımak için problemi bir kenara bırakıp danışana odaklanmak gerekir. Bunun için danışana: “Seni buraya getiren problem hakkında kısmen bilgim var fakat sizin hakkınızda çok az şey biliyorum. Bana kendiniz hakkında neler söylemek istersiniz?” şeklinde bir soru yöneltilir. Böylece danışanın problemden sıyrılıp kendine odaklanması hedeflenir. Danışanı tanımak için diğer sorular:
  • Kendinizi tanıtır mısınız?
  • Nelerle ilgilenirsiniz?
  • Hoşlandığınız şeyler, hobileriniz nelerdir?
  • Ailenizle ilgili neler söylersiniz?
  • Yakın arkadaşınız sizi nasıl anlatır?
  1. Geleceği okuma: Bu tekniğin amacı danışanın sorunun olmadığı gelecekteki zamanı hayal etmesini sağlamaktır. Böylece sorunun ortadan kalkmasıyla nelerin değişeceğine odaklanılır. Bu teknikte kullanılan soru kalıbı “sorun çözülmüş olduğunda sen ve diğerleri için yaşam nasıl olacak” şeklindedir. Bu sayede danışanlar sorunun olmadığı zamanda hayatlarının nasıl olacağına dair bir izlenim edinmiş olurlar ve çözüme dair motivasyon kazanırlar (Doğan, 1999). Kullanılabilecek diğer soru kalıpları:
  • Hayatın sizin için olumluya doğru gittiğini nasıl anlarsınız?
  • Terapiye ihtiyacınızın kalmadığını nasıl fark edersiniz?
  • Sizin için güzel giden bir gün nasıl olur?
  • Hayatınızdaki hangi değişikler size problemin bittiğiniz söylerdi?
  1. İlk oturum görevi: Çoğu danışan psikolojik danışma sürecine net şikayetlerle başlasa da bir kısım danışanda durum böyle değildir. Belirsiz yakınmaları olan ya da beklentileri net olmayan danışanlar için geliştirilen bu teknik daha çok bir ödev niteliğindedir. Çoğunlukla ilk görüşmenin sonunda danışana; “bir sonraki oturuma kadar bir hafta boyunca hangi davranışları, neleri devam ettirmek istediğini gözlemlemeni istiyorum” şeklinde bir yönerge verilir. Bu yöntem sayesinde danışanların beklentilerini ve amaçlarını netleştirmesi hedeflenir (Doğan, 1999).
  2. Değişimi başlatmak: Çözüm odaklı kısa süreli terapiye göre değişim danışanlar psikolojik danışma için randevu almaya karar verdiklerinde başlar. Çoğu danışan sürece başlamaya karar vermeleri ile ilk görüşmeye gelmeleri arasındaki geçen zamanda olumlu değişimler bildirmişlerdir. Bu değişimi danışanın da fark etmesi için: “Buraya gelmeye karar verip randevu aldığınızdan beri neler değişti?” şeklinde bir soru sorulur. Böylece danışanın değişime çoktan başlamış olduğunu fark etmesi hedeflenir. Bu teknikte kullanılan diğer bir soru örneği:
  • Genellikle danışanlar ilk randevuya kadar geçen sürede kendilerinde bazı değişimlerin olduğunu fark ederler. Siz neler fark ettiniz?
  1. İstisnalar: Çözüm odaklı terapinin tüm problemlerde istisnai durumlar vardır varsayımı bu tekniğin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Terapide bu istisnai durumlara odaklanılarak problem hakkında konuşmak yerine çözümler ve işe yarayan yöntemler hakkında konuşulmuş olur. “Sorunun hiç olmadığı ya da daha az olduğu zamanlar oluyor mu?” sorusu istisnai durumları keşfetmek için kullanılabilir. Bu soruya verilen cevaplar problemle başa çıkma yolları konusunda ipuçları barındırır. Tekniğin kullanımıyla danışanın problemin çözümüne dair umudu artar. Aynı zamanda danışan kendi içsel kaynaklarının ve gücünün farkına varır (Erford, 2019). Kullanılan sorular:
  • Problemin olmadığı zamanları anlatır mısınız?
  • Bahsettiğiniz sorunun yaşanmadığı zamanlar hangileri?
  • Sorunu daha az hissettiğiniz zamanlar var mı?
  • Problemle daha iyi baş ettiğiniz zamanların özellikleri neler?
  1. Mucize soru: Özellikle hedeflerini belirlemekte zorlanan danışanlar için de Shazer tarafından geliştirilen bu teknik hem çözüm odaklı terapide hem de diğer ekollerde sıkça kullanılmaktadır. Mucize soru tekniğinin kullanılması ile danışanın hedefleri netleşir ve odak noktası çözümler olur. Danışana: “ Gece uyudun ve bir mucize gerçekleşti. Mucize sayesinde seni buraya getiren problem tamamen ortadan kalktı. Uyuduğun için sen mucize olduğunu bilmiyorsun. Uyandığında problemin artık olmadığını nasıl fark edersin, neler değişir? “ gibi bir soru formatıyla mucize sorusu sorulur. Alınan cevapların iki işlevi vardır. Öncelikle danışan problemlerin çözülebileceğini fark eder. İkinci olarak da bu mucizenin olması için hangi davranışların sergilenmesi gerektiği ortaya çıkar. Bu teknik çözüm odaklı terapinin en önemli tekniği sayılabilir. Danışmanlık sürecinde oldukça kullanışlı olan bu soru tekniğinin ayrıca yaratıcılık yönü de fazladır (Sklare, 2020; Erford, 2020; Gladding, 2013).
  2. Derecelendirme soruları: Çözüm odaklı terapinin bir başka soru formatında tekniği de derecelendirme sorularıdır. Bu teknik de yine oldukça sık kullanılmakta ve diğer yaklaşımlarda da kabul görmektedir. Derecelendirme soruları terapi sürecinde bir çok farklı işlev görmektedir. Danışan 1 ile 10 arasında bir ölçekte problemi, çözümü, gelişimi, hedefleri, kaynakları, başarıları gibi bir birinden farklı birçok konuyu değerlendirebilir. Bu yönüyle oldukça kullanışlı ve esnek bir tekniktir. Teknik aracılığıyla danışanın ilerlemesi ölçülebilir. Ayrıca danışanın değişimi hep ya da hiç gibi algılamasının önüne geçilerek değişimin küçük adımlarla olacağı kavratılmaya çalışılır. Derecelendirme soruları terapide bir çok farklı şekilde kullanılabilir:
  • 0 ile 10 arasında bir ölçekte, 0 en kötü nokta 10 ise olmak istediğiniz yer, şuan ki durumuzu değerlendirecek olursak kendinizi nerede görüyorsunuz?
  • 0 noktasında olmamınız sağlayan neler?
  • Bir derece yukarı gitmek için neler gerekli?
  • Derecenin neresi sizin için yeterince iyi olur?
  • 10’a geldiğinizi nasıl anlarsınız?
  1. Başa çıkma soruları: Danışanlar çoğunlukla problemi konuşma eğilimindedirler. Çözüm odaklı yaklaşım ise çözümler üzerinde durmak gerektiğini vurgular. Danışanların sürekli problem hakkında konuşmaları ise kendilerini problemden ibaret görmelerine neden olabilir. Bunun yerine çözüme odaklanmak için danışana “bugüne kadar problemle baş etmende neler işe yaradı?” sorusu yöneltilir. Alınan cevaplar işleyen yöntemlere işaret eder. Ayrıca danışanın problem karşısında pasif kalmadığı, işe yarayan çözümlerinin olduğu da vurgulanmış olur. Terapist aldığı cevaplardan yola çıkarak işe yarayan çözümleri danışanın tekrar kullanmasını sağlar (George ve ark., 2003). Kullanılabilecek diğer sorular:
  • Bu durumla nasıl baş ediyorsunuz?
  • Umudunuzu yitirmemenize neler yardımcı oldu?
  • Tüm bunlarla nasıl baş ediyorsunuz?
  1. Kabus soru: Çözüm odaklı terapide çözümler üzerine konuşmanın bir çok yolu vardır. Fakat bazen çözüm üzerinde konuşmak yeterince faydalı olmayabilir. Böyle durumlarda problem üzerine konuşmanın bir yolu olarak kabus sorusu kullanılır. Kabus sorusu, mucize sorunun tam tersi gibi bir kalıp kullanılarak sorulabilir. Danışana “ Gece uyurken bir kabus gördün ve bu kabusta senin buraya gelmene neden olan problemler birden bire daha da şiddetleniyor. Kabus da gerçek oldu. Sabah neler dikkatini çekerdi?”  Bu teknikle geleceğin olumsuz bir resmi çizilir. Danışanların bu olumsuzluktan kaçınmaları için sorumluluk almaları ve çözüme odaklanmaları hedeflenir (Reuss, 1997).
  2. İltifat etme: Terapi sürecinde iltifat doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki şekilde kullanılır. İltifatın amacı danışanı onaylamak ve güçlü yönlerini vurgulamaktır. “Bunları başardığın için çok zeki biri olmalısın” doğrudan iltifata örnek oluştururken; “Bu durum karşısında sakin kalmayı nasıl başarıyorsun?” dolaylı iltifata örnek oluşturmaktadır (Doğan, 1999).
  3. Ev ödevi: Ev ödevi uygulaması kısa ve etkili çözümlere odaklanmanın iyi bir yoludur. Çözüm odaklı yaklaşımda verilen ödevler işleyen çözümleri danışanın daha çok uygulamasına yönelik olabileceği gibi işlemeyen yöntemlerin değiştirilmesiyle ilgili de olabilir. Ödevler danışanın kabul edebileceği düzeyde ve mantık çerçevesinde verilmelidir. Ev ödevleri terapi sürecinin başlangıcından itibaren devreye sokulabilir (Güner, 2011).
  4. Yeniden çerçeveleme: Bu teknikle ifade edilen şey daha olumlu bir bakış açısıyla tekrar ifade edilir. Uygulamadaki amaç danışanın bakış açısını değiştirmesine katkı sağlamaktır. Yeniden çerçeveleme hem çözümler için ipucu verir hem de dilin farklı kullanılmasıyla olumluya odaklanılma sağlanır. Sosyal ilişkilerde sorun yaşayan birine “iletişim kuracağın kişileri seçerken özenli davranıyorsun” demek olumlu yeniden çerçeveleme tekniğinin bir örneğidir.

Sık kullanılan diğer sorular

Kendine bakış

  • Bu başarı kendinizle ilgili size neler fark ettiriyor?
  • Bugün geçen haftadan farklı kendinizle ilgili neler biliyorsunuz?
  • Bu deneyim size neler öğretti?
  • Bu deneyimi gelecekte yararınıza nasıl kullanabilirsiniz?

Yapıcı tarih

  • Geçmişte benzer süreçlerden geçtiğiniz zamanlar oldu mu?
  • Değişim için sizde olan özellikler ailenizle benzerlikler taşıyor mu?
  • Başarılarınız ve değişiminiz karşısında en az şaşıracak kişi kimdir?

Diğer kişilerin bakışı

  • Değişimi ilk kim fark eder?
  • Mucizenin gerçekleştiğiniz diğerleri nasıl anlar?
  • Bu sefer değişim için motive olduğunuza en zor kim ikna olur? Bunun için neler gereklidir?

Kaynakları belirleme

  • Bu sorun ile nasıl baş ettiniz?
  • Bunu başarmak için size ne yardımcı oldu?
  • Bu zor dönemi nasıl atlattınız?
  •  Bu kadar kötü şey olup biterken umudunuzu korumayı nasıl başardınız?
  • Bu becerilerinize ne zamandan beri sahipsiniz?
  • Bu yetenekleri kazanmanıza kimler katkı sağladı?
  • Bu başarı kendinizle ilgili ne öğretti?

Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapinin Güçlü ve Sınırlı Yanları

Her yaklaşımın olduğu gibi çözüm odaklı yaklaşımın da güçlü ve sınırlı yanları vardır.

Sınırlı yanlarını şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Danışanın bahsetmiş olduğu problemleri tam tanımlamadan hemen çözüme odaklanmak daha büyük sorunların gözden kaçmasına neden olabilir (Seligman ve Reichenberg, 2019).
  • Çözüm odaklı terapi kişisel kaynakları olmayan danışanlar ve acil duygusal problemler yaşayanlara uygun görülmemektedir (Seligman ve Reichenberg, 2019).
  • Çözüm odaklı terapide geçmişe odaklanmamak, sürecin hızlı bir şekilde sonlandırılması, terapötik konulara gerekli önemin verilmemesi sınırlı yanları arasındadır. Ayrıca sınırlı sürede tüm aileyi değişim sürecine sokmak terapist için çok zorlayıcı olabilir (Nazlı, 2013).
  • Problemin semptomlarına odaklanılması, problemin detaylandırılmaması, danışanda daha kısa süreli bir değişim yaratacağı, uzun süreli bir değişim olmayacağı yönünde eleştirilmektedir. Diğer bir eleştiri ise duyguların konuşulmuyor olması danışanlar için anlaşılmama hislerini oluşturabileceği yönündedir (Arslan ve Gümüşçağlayan 2018).

Güçlü yanlarını ise şu şekilde sıralayabiliriz (Nazlı, 2013):

  • Çözüm odaklı terapide ailenin kendi kaynaklarını fark etmesine yardımcı olunur.
  • Çözüm odaklı terapistler çözüme odaklanır ve ailelerin de çözüme odaklanmasını sağlar. Bu nedenle değişim oldukça hızlı gelişir.
  • İstisnai durumlar, mucize soru gibi tekniklerle ailede problemin olmadığı zamanlar tespit edilmeye çalışılır ve gelecekle ilgili problemsiz bir hayat hayal etmeleri sağlanır.
  • Küçük değişimler terapide oldukça önemsenir. Küçük değişimler için danışan cesaretlendirilir ve büyük değişimlerin önünün açılması sağlanır.
  • Danışan merkezli olması, kısa süreli olması, kültüre duyarlı olması, diğer yaklaşımlara entegre olabilen tekniklerinin olması güçlü yanlarından bazılarıdır.
  • Ayrıca çözüm odaklı kısa süreli terapi, terapistlere oldukça güçlü yöntemler kazandırmıştır. (mucize sorusu, çözüm odaklı dili kullanma, küçük değişimlere odaklanma vs.)

Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapinin Diğer Yaklaşımlarla Karşılaştırılması

Çözüm odaklı terapi psikanalizden farklı olarak geçmişle ilgilenmez. Geçmişle ilgilenmek yerine küçük değişimlerin büyük dalgalar yaratabileceğini varsayar. Diğer yandan stratejik aile terapisi ile karşılaştırıldığında ise çözüm odaklı terapi süreç olarak daha kısadır. Danışma sürecinde “işe yaramıyorsa farklı bir şey yap” felsefesi değişimi hızlandırırken ve süreci de oldukça kısaltmaktadır. Sistemik yaklaşımda olduğu gibi  çözüm odaklı terapide de terapistler bir ekiple çalışabilmektedir. Bu da seans ücretlerinin diğer yaklaşımlara göre daha pahalı olmasına sebep olmaktadır (Gladding, 2012).

Kaynakça

Corey,G. (2015). Psikolojik danışma, psikoterapi kuram ve uygulamaları. Metis Yayıncılık.

Nichols, M. P. (2013). Aile terapisi. Kaktüs Yayınları.

Ağca, M. A. ve Avşaroğlu, S. (2020). Kısa süreli çözüm odaklı yaklaşımda aile danışmanlığı. International Social Mentality and Researcher Thinkers Journal, (Issn:2630-631X) 6(32), 1021-1032. http://dx.doi.org/10.31576/smryj.549

Gladding, S. T. (2012). Aile terapisi tarihi, kuram ve uygulamaları. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Yayınları.

Nazlı, S. (2013). Aile danışmanlığı. Anı Yayıncılık.

Boyacı, M. (2020). Aile danışmanlığı kuram uygulama ve araştırma. Pegem Akademi.

Sklare, G. B. (2021). Okul danışmanları için çözüm odaklı kısa süreli psikolojik danışma. Pegem Akademi.

Erford, B. T. (2019). Psikolojik danışmanların bilmesi gereken 40 teknik. Pegem Akademi.

Seligman, L. ve Reichenberg, L. W. (2019). Psikolojik danışma ve psikoterapi kuramları sistemler, stratejiler ve beceriler. Pegem Akademi.

Arslan, Ü. ve Gümüşçağlayan, G. (2018). Çözüm odaklı kısa süreli terapiye kısa bir bakış. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, (47), 491-507.

Doğan, S. (1999). Çözüm-odaklı kısa süreli terapi: Kuramsal bir inceleme. Turkish Psychological Counseling and Guidance Journal, 2(12), 28-38.

Reuss, N. H. (1997). The nightmare question: Problem talk in solution-focused brief therapy with alcoholics and their families. Journal of family psychotherapy, 8(4), 71-76.

Güner, O. (2011). Çözüm bende saklı. Eflatun yayıncılık.

İlginizi çekebilecek diğer yazılarımız:

PSİKODRAMA VE SOSYODRAMA NEDİR? FARKLARI NELERDİR?

Kendi Kendine Terapi Rehberi

EMPATİ NEDİR? DÜZEYLERİ VE ÖRNEKLERİ

PSİKANALİTİK AİLE DANIŞMASI KURAMI

STRATEJİK AİLE DANIŞMASI KURAMI

YAŞANTISAL / İNSANCIL AİLE DANIŞMASI KURAMI

YAPISAL AİLE DANIŞMASI KURAMI

Kitap önerilerimiz tek sayfada!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir