ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNDE SOSYAL KAYGI

0 Paylaşımlar

“ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNDE SOSYAL KAYGI” isimli yazımızda üniversite öğrencilerinde arasında sıkça görülen sosyal kaygıdan bahsedeceğiz

Üniversite öğrenimi sürecini içine alan ilk gençlik yılları, kendine özgü psikolojik özellikleri ile karakterize olan ergenlik döneminin içinde yer almaktadır. Gelişim basamakları içinde önemli bir yere sahip olan ergenlik dönemi; fiziksel ve ruhsal birçok sorunu beraberinde getirmektedir (Bozkurt, 2004). Bu zorlu dönemin diğer bir zorlu dönem olan üniversiteye uyum süreciyle kesişmesi üniversite öğrencilerinin ruhsal bozukluklar açısından riskli bir grup olmasına zemin hazırlamaktadır. Üniversite hayatı bireyin yaşamına birçok olumlu katkıda bulunsa da kişiye getirdiği yeni sorumluklar bazen zorlayıcı olabilir. Kişinin baş etme becerileri bu sorumluluklara karşı yetersiz kaldığında bireyde ruhsal bozuklukların ortaya çıkma olasılığı artabilir (Demirel ve ark., 2011).

Tehlike anında ya da herhangi bir tehdit algısında deneyimlenen bir dizi fiziksel durumunun genel adına kaygı denir (Robichaud ve Dugas, 2020). Kaygı; yaygın, tanımlaması zor, yavaş ortaya çıkan ve uzun süren bir duygudur (Köroğlu, 2017). Kaygı sosyal bir bağlamda ortaya çıktığında ise sosyal kaygıdan bahsedilebilir. Sosyal kaygı, toplum içinde konuşma, yemek yeme, birileriyle tanıştırılma gibi bir ya da genel olarak hemen tüm sosyal ortamlardan kaçınma şeklinde ortaya çıkmaktadır. Kişi böyle durumlarda, başkaları tarafından dikkatle izlendiği ve incelenip değerlendirildiği duygusu içindedir. Sosyal kaygıyı, diğer kaygılardan farklı yapan özellik, hayali veya gerçek ortamlarda, kişiler arası değerlendirmenin olması ya da olma olasılığının bulunmasıdır (Öztürk ve Uluşahin, 2011). Bu nedenle sosyal kaygı değerlendirilme kaygısı olarak da adlandırılmaktadır.

Sosyal kaygı, yükseköğrenim kurumlarında öğrenim gören öğrencilerde sık karşılaşılan bir problemdir. Genel nüfusta sosyal kaygının yaygınlığı %7-13 iken üniversite öğrencilerinde bu oran %10 ila %33 arasında değişmektedir (Brook ve Willoughby, 2015). Üniversite yaşamında kendilerini biranda yeni roller ve yeni ortamlarda bulan gençler bu yeni rol ve ortamlara uyum sağlamaya çalışırken diğer kişilerde istedikleri izlenimleri bırakma önemli hale gelmektedir. Yeni bireylerle tanışmaktan utanan, tanıştığı kişilerle anlamlı ilişkiler geliştiremeyen, yeni ortamlara girmekten kaçınan gençlerin sorunları giderek artacaktır. Sosyal kaygı, yalnız gündelik yaşamı olumsuz etkilemekle kalmaz başka ruhsal problemlerin yaşanmasına da zemin hazırlar (Sübaşı, 2010). Erikson’un (1993) gelişim kuramına göre genç yetişkinlik evresinde kimlik arayışından çıkan genç, kimliğini başkalarınınkiyle kaynaştırmaya istekli ve gönüllü olur, yakınlık kurmak için çaba içindedir. Ancak genç sosyal kaygı yaşıyorsa, bu dönemin tehlikesi olan yalnız kalma ile karşı karşıya kalacak ve yakınlık kurmak yerine ilişkilerden kaçınmaya çalışacaktır.

Üniversite eğitimi, öğrencileri akademik alanda yetiştirmenin yanında her anlamda bireylerin sağlıklı gelişimini amaçlamaktadır. Kendinden, yaşam rollerinden, çevresiyle olan ilişkilerinden memnun bireylerin yetişmesi için üniversite eğitimi süresince ruhsal problemlere müdahale ve oluşabilecek ruhsal sıkıntıları önleme çalışmaları oldukça önemlidir (Demirel ve ark., 2011).

Sosyal kaygı ile ilgili daha fazla bilgi için diğer yazılarımızı okuyabilirsiniz:

SOSYAL FOBİ NEDİR? NASIL BAŞ EDİLİR?

PANİK BOZUKLUĞU TANI KRİTERLERİ VE BEKLENTİ ANKSİYETESİ

KONFOR ALANINDAN ÇIKMAK

PANİK ATAĞININ DSM-5 ve ICD-10 KRİTERLERİ

İÇE AT-MA!

PSİKOLOĞA GİTMEK

PANİK ATAK VE PANİK BOZUKLUK NEDİR?

Kaygı ile ilgili kitap önerilerimiz:

Yaygın Kaygı Bozukluğu Çalışma Kitabı

Kaygılarımız Korkularımız – Prof. Dr. Ertuğrul Köroğlu

Panik Bozukluğu Nedir? Nasıl Baş Edilir? Prof. Dr. Ertuğrul Köroğlu

Kaynakça

Bozkurt, N. (2004). Bir grup üniversite öğrencisinin depresyon ve kaygı düzeyleri ile çeşitli değişkenler arasındaki ilişkiler. Eğitim ve Bilim, 29(133).

Brook, C. A., ve Willoughby, T. (2015). The social ties that bind: Social anxiety and academic achievement across the university years. Journal of Youth and Adolescence, 44(5), 1139-1152.

Demirel, S. A., Eğlence, R., ve Kaçmaz, E. (2011). Üniversite öğrencilerinin ruhsal durumlarının belirlenmesi. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi SBE Dergisi, 1(1), 18-29.

Erikson, E. H. (1993). Childhood and society. WW Norton & Company.

Erkan, Z. (2002). Sosyal kaygı düzeyi yüksek ve düşük ergenlerin ana baba tutumlarına ilişkin nitel bir çalışma. Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 10(10).

Köroğlu, E. (2017). Panik Bozukluğu Nedir? Nasıl Baş Edilir? Hyb.

Öztürk, M. O. ve Uluşahin, A. (2011). Ruh sağlığı ve bozuklukları. Nobel Tıp Kitabevleri.

Robichaud, M. ve Dugas, M. J. (2018). Yaygın kaygı bozukluğu çalışma kitabı. İtil, A., Bayraktar, E. ve Özmeydan, Z.(Çev.), Psikonet.

Sübaşı, G. (2010). Üniversite öğrencilerinde sosyal kaygıyı yordayıcı bazı değişkenler. Eğitim ve Bilim, 32(144), 3-15.

 

 

Hilal YAYCI KOÇAK

Hilal YAYCI KOÇAK

Psikolog // Ege Üniversitesi '2016 - Psikoloji // Pdr YL ⏳ -Togü // Evlilik ve Aile Danışmanlığı YL ⏳- Aü // Tokat GOP Üniversite Hastanesi // psikolojiyazilari.com adlı sitenin kurucusu ve yazarı //

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir